Aşk Genetik mi?
Aşık olmak, genetik yapımızın
kontrolündedir. Aşk üzerinde serotonin ve dopamin metabolizması etkilidir.
Serotoninin hücre içine taşıması kolay olan bireyler aşklarını daha aşk gibi
tutkulu, şiddetli ve ateşli yaşarlar ve bu kişiler daha sık ve kolay aşık
olduklar. Bu kişilerde serotonin reseptörlerini kodlayan genler daha kısadır.
Uzun gene sahip olan kişiler ise duygularını daha az belli ederler, daha sakin
ve dingin bir şekilde aşklarını yaşarlar. Bu kişilerin serotonin reseptör
genleri daha uzun protein kodlarlar. Sevgi gibi, aşk gibi birçok özelliğimiz, tüm
davranış kalıplarımızın belirlendiği içerisinde genetiğin de yer aldığı oldukça
kompleks bir mekanizma sonucunda ortaya çıkar.
İnsan bağışıklık sisteminde rol oynayan
bazı genlerin, eş seçiminde ve doğru eşi bulma konusunda bizleri yönlendirdiği bilinmektedir.
Aşk hormonu adıyla anılan oksitosin hormonu annelik davranışı, eşler arası
bağlanma, endişenin giderilmesi, olumlu ruh hali, koku hafızası, doğum ve emzirme
sırasında oto uyarım gibi etkilere sahiptir. Oksitosinin vücuttaki eksikliği
veya fazlalığı otizm, frajil x sendromu gibi davranışsal hastalıklarda kritik
rol oynuyor. Oksitosin hormonunun
yetersizliğinde eşler romantik ancak umursamaz birer aşık olabiliyorlar. Yani
birbirlerinin sorunlarına empati ile yaklaşmıyorlar. Bu kişilerin oksitosin
hormon reseptörlerinin genetik olarak farklı varyantlarının olduğu
düşünülmektedir. Genetik olarak oksitosini daha iyi tutan reseptörlere sahip
kişiler daha bağlı, sevgi dolu, sahiplenici özelliklere sahiptirler.
Aşk ve Genetik |
Genetik bağlantısı olan iki aşk
tipi günümüzde dikkat çekmektedir. Bunlar ‘Eros’ ve ‘Mania’ olarak
adlandırılırlar. Eros, fiziksel cazibeye dayalı, mania ise sahiplenici, kıskanç
ve zedeleyici özelliklere sahiptir. Eros tarzı aşk yaşayan insanlarda dopamin
miktarı azalıyor ve ödül alma ihtiyacı ortaya çıkıyor. Bu ihtiyacı karşılamak
için birer tutkulu aşığa dönüşüyorlar. Mania tarzı aşklarda yaşanan sorun ise serotonini
düzenleyen gendeki mutasyondan kaynaklanır. (Obsesif Kompulsif bozukluk yaşayan
hastalarda da aynı durum görülür.) Takıntılı, sarsıcı, kıyıcı tarzda bir aşk
söz konusudur. Özellikle son yıllarda ciddi artış gördüğümüz kadın
cinayetlerine bakacak olursak, Türk erkeklerinin mania tipi aşık oldukları
söylenebilir. Daha net konuşmak için Türk erkeklerinde serotonin genleri analiz
edilmelidir.
Aşık olduğumuz kişileri genlerimiz belirler. Doğadaki temel amaç
sağlıklı, güçlü, donanımlı çocuklar dünyaya getirmektir. Anne babanın gen
farklılığı ne kadar çoksa doğacak çocuk o kadar sağlıklı olur. Doğada farklı
genlere sahip çiftler birbirlerini daha çekici bulurlar. Birbirlerine aşık olma
eğilimleri daha yüksektir. Bu da oksitosin hormonu ve limbik sistemler
ilgilidir. Koku duyusu limbik sistemde işlenir. Özellikle genetik uyumlu
partner seçiminde koku duyusu çok önemlidir.
Yorumlar
Yorum Gönder